Fatih Portakal’dan Barış Pehlivan’a yönelik sözlerine gelen tepkilere yanıt
Sözcü TV’nin ana haber bülteni sunucusu Fatih Portakal’ın, gözaltına alınan gazeteci Barış Pehlivan’a yönelik sözleri reaksiyon çekti.
Dün gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker gözaltına alındıktan yaklaşık yarım saat sonra bülten sunmaya başlayan Portakal, Pehlivan’ın gazetecilik faaliyetlerine yönelik tenkit sunmuştu. Portakal’ın kelamlarına başta toplumsal medya olmak üzere çok sayıda reaksiyon geldi.
YouTube kanalında hususa dair açıklama yapan Portakal, “Gelen yansıları anlıyorum. O denli bir bölünme içerisindeyiz ki karpuz üzere… ‘Karşı taraf yapıyorsa, yandaş taraf yapıyorsa sen muhalefet tarafındasın, muhalefet tarafındaki gazetecileri de korumak zorundasın. Yanlış yapsalar bile korumak zorundasın’ inancındalar. Yanlışın peşinden gitmemek gerekiyor. Yanlışın peşinden gidersek doğruya ulaşamayız” dedi.
‘BENDEN UYGUN GAZETECİLER’
“Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’la yargılandığımız bir ortak dava da var” diyen Portakal, şunları söyledi: “Biz o davada hepimiz sanık durumundayız. Ve yargılama devam ediyor. Zannedersem 29 Mayıs’ta duruşma var, ne karar çıkacak bilmiyorum. Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan benden yeterli gazeteciler. Zira Türkiye’de kaç kişi araştırma gazeteciliği yapıyor, o denli kitaplar yazıyor? Ben katiyetle gazetecilik üzerine ne Barış’ı, ne öteki Barış’ın, ne İsmail Saymaz’ın, Murat Ağırel’in gazeteciliklerini katiyen tartışmıyorum. Esasen bir lafım olamaz ki. Ben televizyon haberciliği sunumunda uygun olduğumu düşünüyorum. Televizyon haberciliği konusunda hem güzel hem de kurallara bağlı bir yayın yaptığımı düşünüyorum.”
‘GÖZALTI BİÇİMİNİ TASVİP ETMİYORUM’
Portakal, açıklamasına şöyle devam etti: “Savcılık karşısına çıkmalarının sebebi şu; ‘Birisiyle konuşmayı müsaadesiz biçimde kayda almak, yayınlamak ve amaç göstermek.’ TCK’da kabahat ögesi ve bunu her gazeteci de bilir. Barış’ın bilmemesi mümkün değil. Serhan’ın, Seda’nın bilmemesi mümkün değil ki… Off the record diye bir kavram var. Basın meslek kurallarında bu var. Siz de yayınlamazsınız birkaç cümle söylersiniz. Ben de izledim bunu. İzlediğimde şaşırdım. Halk TV bunu nasıl yayınladı dedim. Bunu eleştirdim. Gözaltına alınma biçimini katiyen tasvip etmiyorum. Çağırırsın tabire, illa polisle gelip kanala almak zorunda değilsin. Onlar da gösteri yapıyorlar zati, savcılık gösterisi, emniyet gösterisi… Sözünü alırsın, kararını verirsin.”
Portakal ne demişti?
Portakal reaksiyon çeken açıklamasında şunları demişti: “Barış Pehlivan’ın yaptığı hakikat değildi. Uzmanla yaptığı konuşma, o kişinin ben ‘Halk TV’ye çıkmak istemiyorum’ dahi, bunu istemeyen bir kişinin söylemi üzerine bunu yayınlıyorsanız yanılgı, yanlış, yapmamanız gerekir. Türkiye kaidelerini bilen bir gazeteci olarak, gazetecilik etiği açısından yapmaması gerekirdi. Barış’ı bu taraftan eleştirebilirim. Meslekteki bilgi ve marifet açısıdan eleştirme hakkına da sahip olduğumu düşünüyorum lakin bu biçimde gözaltına alınmaması gerekir. Çağrırsınız, sözünü verir. Kaçacak hali yok ya. Burada kamuoyunu da harekete geçirmek ve gözdağı vermek istiyorlar.”
(SOSYAL MEDYA)
