Avrupa Arap Alevileri Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve Alevi Bektaşi Federasyonu, Birleşmiş Milletler’e (BM) müracaat yaptı. Üç kurumun ortak hazırladığı ve BM’ye sunduğu metinde “acil görev” çağırısı yapıldı.
“Suriye’deki Alevi katliamını durdurmak için Birleşmiş Milletler Acil Göreve” başlığıyla BM’ye sunulan metinde şu tabirlere yer verildi:
“Suriye’de bugün şiddetin aldığı yeni boyut önümüze insan hakları istikametinden acil vazifeler yüklemektedir. Açık savaşın yerini terör, insanlığa karşı cürüm ve soykırım tehditlerine bıraktığına dair dertler giderek yaygınlaşmaktadır. Savaşın çok taraflı yaşanan süreci savaş sonunda da çok taraflı bir kaos ortamı doğurmuş, stabilizasyon ve huzur beklentilerini boşa çıkarmış durumdadır. Bu birebir vakitte ‘bitti’ sanılan savaşın kaos ortamında devam ettirilmesine de yer hazırlamaktadır. Kendi topluluklarının silahlı gücüne dayanmayan yahut bölge devletlerinin korunmasına sığınmayan kümeler açısından bu yeni süreç giderek yaygınlaşan bir şiddet doğurmakta ve güçsüz ve korunmasız topluluklara karşı her gün yeni bir şiddet haberi ile karşı karşıya kalınmaktadır.
‘HALKLAR KAYGILI’
Bu yeni sürecin en kırılgan ve şiddete amaç olan topluluğu ise Hristiyan kümeler, Dürziler ve İsmailler ile birlikte Arap Alevileridir. Suriye’deki Hristiyan topluluklar dertli biçimde beklerken, Alevi topluluklar öteki birtakım güçlerden farklı olarak kendi bağımsız savunmalarını örgütleme yoluna gitmeyip demokratik yolları işletilmesini bekledikleri için açık ve kolay bir amaç olarak görünmektedir. Ayrıyeten selefi kümelerin dini önderlerince direkt Alevileri amaç alan şiddet daveti yapılmaktadır. Yeni Suriye’nin kurucu güçleri dışında bırakılan Alevilerin yaşadığı şiddet insan kaçırma, azap, cinayet ve toplu infazlara uzanan ve giderek yaygınlaşan bir yıkımla bir arada dehşet ve dertleri da büyütmektedir. Yaşanan bu yaygın ve tekrar ederek büyüyen şiddet insanlığa karşı hata boyutuna kadar ulaşmış ve gelecekteki toplu katliam, göç ve iskan ile asimilasyon siyasetlerine uzanacağına dair anlaşılabilir kaygıları da açığa çıkarmıştır.
Bizler aşağıda isimleri geçen ve yüzbinlerce üyesi bulunan demokratik kitle örgütleri olarak BM’nin ilgili heyetlerini harekete geçirmek üzere gerekli müracaatları başlatmış bulunuyoruz. Öncelikle BM Güvenlik Kurulu; Suriye Özel Raportörlüğü ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nden her gün bir yenisi eklenen bu insanlık kabahatlerine son vermek üzere hazırlıkların başlatılmasını, acil müdahale için gerekli adımların atılmasını talep ediyoruz. Ulusal ve milletlerarası kamuoyundan tırmanan şiddet ve şiddet tehdidi nedeniyle insan hayatına ve Suriye’nin yerli ve en büyük nüfuslardan birisine sahip Alevilerin hayat hakkının korunmasına dair takviye beklediğimizi duyuruyoruz. Sessizliğin her geçen gün büyüyen şiddet nedeniyle yeni insan hayatlarının kurban edilmesine yol açtığını, daima birlikte şiddete karşı durarak BM başta olmak üzere milletlerarası kurumları harekete geçirmemiz gerektiği konusunun altını çiziyoruz. Sesimizi, kelamımızı birleştirelim Suriye ve dünyanın daha birçok yerinde şiddet karşısında korunma bekleyen halklara da yeni bir umudun yolunu açalım. Suriye halklarının yanında olduğumuzu ve adil bir gelecek umutlarını paylaştığımızı ilan ediyor ve şiddetin karar sürmediği bir Suriye için el ele vereceğimizi duyuruyoruz… Saygılarımızla…”
(MEZOPOTAMYA AJANSI)
