Kuş gözlemcisi Özbey: Urfa’da kayıt altına alınan kuş türümüz 300’e ulaştı
Urfa’da lise yıllarında kuş gözlemciliğine ilgi duyan ve 25 yıldır müşahede yapan su eserleri mühendisi Yusuf Özbey, kentteki kuşları kayıt altına alıyor. Urfa’da yaşayan Özbey, lise yıllarında Birecik ilçesindeki kelaynak üretim istasyonunda çalışan babasının turistlere tanıttığı kuşlara merak duydu. Merakını geliştirip 25 yıl evvel kuş gözlemciliğine adım atan Özbey, yaklaşık 14 yıl evvel aldığı fotoğraf makinesiyle kuş fotoğrafçılığına yöneldi. Birinci vakitlerde tek başına kuş gözlemciliği yapan Özbey, daha sonra bu alana merak duyan 4 arkadaşıyla kuş tiplerini gözlemlemeye başladı. Boş vakitlerinde kuş gözlemciliği yapan Özbey ve takımı, kentte yaklaşık 300 kuş çeşidini gözlemledi.
Yusuf Özbey, AA muhabirine, kuş gözlemciliğine 25 yıl evvel başladığını söyledi. Özbey, şöyle konuştu:
“Şanlıurfa’da birinci gözleme başladığımızda kayıtlı kuş tipi sayısı 90 civarındayken, ben ve daha sonra gruba dahil olan arkadaşların çalışmaları sayesinde şu anda kayıt altına alınan kuş çeşidimiz 300’e ulaştı. Şanlıurfa tarih, müzik, gastronomi kenti lakin Şanlıurfa’nın bilinmeyen bir tarafı vardı. O da sahip olduğu, potansiyeli olan tabiat güzellikleriydi. Biz bilhassa kuş alanına yoğunlaştık zira Şanlıurfa’da kuş alanında gerçek dürüst bir çalışma yapılmamıştı. Eksiklik hissedilen bir alandı ve bu alanı kendi çapımızda biz doldurmaya çalıştık.”
FARKLI KUŞ TİPLERİNİ GÖRÜNTÜLEDİ
Özbey, Urfa’nın kuş çeşitliliği açısından hayli varlıklı bir bölge olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Şanlıurfa hem sulak alanları hem de yarı çöl dediğimiz bozkır ekosistemini bir ortada bulundurması hasebiyle kuş çeşitliliği ismine hayli güçlü bir bölgedir. Biz bu bölgede çekimlere başladığımızda, sahiden de yalnızca bölgemizde görülen endemik çeşitlerin var olduğunun da farkındaydık. Bunlardan başlıcaları Çöl koşarı ve Çizgili ishak, tüm Avrupa ölçeğinde yalnızca Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde görülen bir baykuş tipidir. Çöl toygarı ve İbibik toygarını da 100 yıl sonra Türkiye’de birinci sefer Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde görüntüledik. Sürmeli kız kuşu, yılın aşikâr periyotlarında Şanlıurfa’da konaklıyor. Göç yolu Kazakistan ve Arabistan çölleri ortasında oluyor. Yalnızca Şanlıurfa’da göç devrinde 15 gün kalıyor. O da Ceylanpınar alanında ve biz her yıl bunların sayımlarını yapıyoruz.”
‘SABIR VE EMEK İSTEYEN BİR ALAN’
Kuş fotoğrafçılığının sabır ve emek isteyen bir alan olduğuna dikkati çeken Özbey, saatlerce yere yatarak bir kuşu çekmeye çalıştıklarını anlattı.
Küresel ısınmanın kuşlar üzerindeki tesirinden bahseden Özbey, “Küresel ısınma, bütün canlılara olduğu üzere kuşlara da çok büyük tesirler yapıyor maalesef. Bilhassa bizim bu son devirlerde daha güneyde görülmesi gereken Türkiye’nin hududunda görülmeyen kuşlar daha kuzeye, Türkiye’ye kadar çıkmaya başladılar. Bunlardan esas örneğini Türkiye’de üçüncü kaydını alarak literatüre dahil ettiğimiz Akyanaklı Arap bülbülünü söyleyebilirim. Onun dışında İbibik toygarı 100 sonra Türkiye’de gördük. O da tekrar global ısınmaya bağlı besin zincirindeki besin kaynaklı göçlerden sebep üste, daha kuzeye geliyorlar. Bu kuşların global ısınmaya bağlı olarak göç etmesi sahiden aslında hüzün veriyor lakin bizim için de bir memnunluk kaynağı zira görmediğimiz, görmemiz çok güç olan tipleri görmemizi sağladı.” tabirlerini kullandı.
Bilinçsiz avcılık yapanlara tabiattaki canlıları silahla öldürmek yerine kendileri üzere fotoğraf makinesiyle ölümsüzleştirmelerini öneren Özbey, kimi kuş tiplerini çekmek için Türkiye’nin farklı bölgelerine de gittiklerini sözlerine ekledi.
(ANADOLU AJANSI)
