İmamoğlu: Mansur Bey’in farklı bir bakışı var, önümüzdeki hafta yol haritamız belli olur
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, partisi CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemede ön seçim sürecine ait yol haritasının önümüzdeki hafta muhakkak olacağını söyledi.
İmamoğlu, ‘Dünya Radyo Günü’nde, farklı kurumlarda misyon yapan radyocularla Artİstanbul Feshane’de bir ortaya geldi.
ANKA’nın aktardığına nazaran; iktidar baskısı nedeniyle toplumun haber alma hakkının da engellendiği bir vakit dilimi yaşandığını söyleyen İmamoğlu “Sonuçta bugün adaletsizlikler bu derece konuşuluyorsa, eline kaleme alıp istediği formuyla kalemi kırmaya çalışan birtakım insanların, bu zulmün tabiri caizse karar vericisi haline gelme gayretlerini gördükçe, ben utanç duyuyorum” dedi.
Ekonomik krizden, gazeteciler üzerindeki baskıya, kendisine yönelik soruşturma ve davalardan CHP’nin cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi sürecine kadar bir çok hususa değinen Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
TALİMATLAR HAVADA UÇUŞUYOR: Halbuki bugün memlekette, kelamım ona bu işlerle uğraşırken, çeteler cirit atıyor. Efendime söyleyeyim, isteyen istediği formda asıp kesiyor. Talimatlar havada uçuşuyor. Erk kimde, aşikâr değil. Bu türlü garip bir gündem. Bir yanıyla ekonomik zahmetler, kiralar, pazardaki fiyatlar, insanların gelirinin hakikaten artık ne tabir ettiğini anlayamadığımız bir çerçevede bir Türkiye… Aslında bizim tarifleyemediğimiz, anlayamadığımız bir düzeye erişmiş olan Türkiye sürecini, sanırım bir tek yıllar evvel ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ dediğinde bir tek Erdoğan görmüş herhalde böylesi bir süreci. Zira, bir tek o kelama o inandı ve bugünü de o görmüştür diye düşünüyorum.
TARİH BOYUNCA İŞE YARAMADI: Keşke iktisat uygun olsa da bizler de düzgün ekonomik şartlarda öbür türlü bir rekabet yapabilsek. İktidarın her söylediğini kabul eden ve o sesi dillendiren bir toplum inşası için büyük bir gayret var. Bu işte basına yansıyor, bu siyasetçilere yansıtılmaya çalışılıyor ya da iş dünyasına ya da sivil topluma falan… Bu türlü devam ediyor. Lakin bunların aslında hiçbiri tarih boyunca bir işe yaramamış. Bir devri harap etmiş, bir periyodu feda etmiş lakin bir işe yaramamış. Bugün de yaramayacağına eminim.
20 MİLYONLUK KENTİ YÖNETİYORUZ: Artık bazen dönüp diyorlar ki, ‘Yahu sen İstanbul Belediye Liderisin, git ona tahlil bul’ falan gibi… Güya bu sıkıntı bunun dışındaymışız üzere, kimi sivri fikirler var. Onlara katılmadığımı beyan edeyim. İstanbul üzere 20 milyonluk bir kenti yöneten, dünyada bu kadar çekim merkezi olabilmiş diğer bir kent bana nazaran yok iken – 2000 yılı aşkın müddettir böyle- bu türlü bir şehrin Belediye Başkanı kendi sorunlarının yanı sıra, Filistin’deki Gazze’yle de ilgilenmek zorundadır; Suriye’yle de ilgilenmek zorundadır; efendime söyleyeyim Avrupa Birliği’yle ilgili süreçle ilgilenmek zorundadır; dünyanın en fazla konsolosluk barındıran bu kentinde, dünyanın her ülkesiyle ve o ülkelerdeki demokrasiyle, adaletle, iktisatla ilgili süreçleri takip etmek, ilgilenmek ve onlarla ilgili fikir yürütmek zorundadır.
“Seçim kazanılıyor. ‘Niye kazandın’ diye vatandaş 10-11 ay sonra, 12 ay sonra gözaltına alınıyor”
SEÇİMİ KAZANINCA ‘TERÖRİST’: Belediyelere kayyum atanarak, belediyelere operasyon yapılarak… Yani bir insanın birisi burada oturuyor olabilir. Hayatına devam ediyor. Birisi ona diyor ki, ‘Sen gel, bizim meclis üyemiz ol.’ Oluyor. Vatandaş yani… Adresi muhakkak, yurdu belirli. Ondan sonra meclis üyesi listesine yazıyorsunuz birisini. YSK’ya gönderiyorsunuz. Diyorsunuz ki, ‘Benim meclis üyesi listem bu.’ Bilirsiniz; şayet orada terslik varsa, size o listeden o isimler için bir vakit tanırlar. ‘Bunlar aday olamaz. Bunlar yerine isim getir’ derler. Getirirsen eklenir, getirmezsen de orası boş kalır. Bu süreçleri geçiyor. Seçim kazanılıyor. ‘Niye kazandın’ diye vatandaş 10-11 ay sonra, 12 ay sonra gözaltına alınıyor. Çabucak hoş bir şey; ‘terörist!’ Yahu teröristse, niçin sokaktaydı? Niçin meskenine gidip geliyordu? Bu türlü bir vicdan, bu türlü bir adalet olabilir mi? Bunun hesabını kim verecek? Bu insanların çoluğunun, çocuğunun, hislerini kim tamir edecek?”
İNANCIMIZ TAM: Umarım bütün bu aksiliklerin bittiği günleri en yakın vakitte yaşarız. Bu bu yolda kararlılığımı yüksektir. İnancımız tamdır. Ve ideallerimizden asla şaşmayacağız. Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı çaba edeceğiz. Haksızlığa, hukuksuzluğa kim uğruyorsa, ‘benim tarafım, onun tarafı’ demeksizin, bugün değil, yarınlarda dahi rakip siyasi parti de olsa, o kişi ve o bireylerin evlatları için de uğraş etmeye devam edeceğim. Bunun kelamını her yerde veriyorum.
MANSUR BEYİN FARKLI BİR BAKIŞI VAR: (ÖN seçim sorusu üzerine) Çok pahalı bir buluşma yaptık. Her aşamasını parti içi süreçlerimizle yönetiyoruz. Sonuçta Mansur Bey’in farklı bir bakışı var. ‘Bugün erken. Adaylık için erken. Hasebiyle ön seçim de erken’ diye bir bakışı var. Münasebetiyle bu şartlarda aday olmayı düşünmediğini tabir etti. Süreç netleşti. Artık sürecin ayrıntıları açıklanacak. Bir açıklansın, ondan sonra nasıl bir yol yürüyeceğimizi, nasıl bir yol ve güzergah tarifleyeceğimizi, ardından biz de kamuoyuyla paylaşacağız. Demek oluyor ki, sürecin ayrıntıları muhtemelen bu hafta sonu açıklanır, kamuoyuyla paylaşılır. Önümüzdeki hafta da yol haritamız belirli olur. Ben, Türkiye için çok değerli fırsatlar barındıran bir yola, cüretle partimizin adım attığını düşünüyorum. Bu bir demokrasi ihtilalidir. Dünyada çok azdır. Ülkemizde birinci sefer bir cumhurbaşkanı adayını, partinin üyeleri belirleyecektir. Geç, erken tartışmasına da ben katılmıyorum. Şartlara, vakte, vaktin ruhuna nazaran bu değişebilir.
DOĞRU VAKİT OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM: Bugün, uğraş edilmesi gereken çok husus vardır ne yazık ki. Az husus olsaydı, tahminen kısa vakit kala farklı bir şey düşünülebilirdi. Lakin mevzu çok, gündem çok. Büyük bir takıma gereksinimi var ülkemizin. Bu takım, milletin evlatlarından oluşmalıdır. Çok kapsayıcı olmalıdır. Bütün bu hazırlıklar, teknik, içerik, ülke politikaları… Her alanda çok konu vardır. O bakımdan ben, gerçek vakit olduğunu düşünüyorum.
FIRSATINI BULSA BU SENE BİLE YAPABİLİR: Kaldı ki, iktidar her an fikir de değiştirebilir. Yani olağan vakitle 3 sene var; yanlışsız. Fakat bir bakmışsınız, seneye seçim yapabilir yani. Fırsatını bulsa, tahminen bu sene bile yapabilir. Ki biz istiyoruz esasen bir an evvel olsun ve ülkemizin akışı değişsin. Ve biz, fırsat kaçıran bir ülke olmak istemiyoruz. Yani dünyada teknolojinin, bilişimin, yapay zekanın her an ve her ortama, bu türlü hani çok bir süratle girdiği bir süreçte biz; tutuklanma, yargı, hukuksuzluk, adaletsizlik, enflasyon… Yani dünyada savaş yaşayan ülkelerde dahi tek haneli sayıyla enflasyon yaşanıyorken, biz, önleme karşın, neredeyse 1,5-2 yıldır enflasyonu düşüremiyoruz. Bu mevzuda ağır emek sarf eden beşerler var biliyorum düzgün niyetli iktidarın içerisinde. Fakat hala bunun tek sebebinin, bu ülkeye inanç duyulamaması sorunu olduğunun farkında ya değiller ya da bunu söz etmekten korkuyorlar. Bu bu türlü olmaz.
BÜTÜN MUHALEFETİ DE KAPSAR: Bu manada, biz yanlışsız vakitte, yanlışsız bir modelle, halkın hislerini en üst düzeye taşıyacak, halkın sahiplendiği… Ki biz, Cumhuriyet Halk Partisi tabanının adayını belirlediği, 1 milyon 600 bin üyenin inisiyatifinin ortaya konduğu bir yerin, birebir vakitte halkın da büyük oranda kabul edeceği bir yasallığa ulaşacağını düşünüyoruz. Bu yasallığın, farklı metot ve tarzlarla, vakit içerisinde bütün muhalefeti kapsayıcı bir ruha kavuşacağına da inanıyoruz. O bağlamda partimizin, Genel Liderimizin gerçek bir yol haritası çizdiğini ve bu yol haritasını da desteklediğimi tabir edeyim. Her şey sanırım en geç bir hafta içinde de netleşir. Ondan sonra da daha sıcak, daha akıcı bir gündemi daima birlikte takip ediyor olacağız.
(ANKA HABER AJANSI)
