İstanbul’da ulusal ve memleketler arası medya kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenen toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.
Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesi ve HTŞ’nin idaresi ele geçirmesine ait konuşan Fidan, “Eli kanlı bir rejime karşı şiddetli bir gayret veren Suriyeli kardeşlerimiz, 61 yıllık mezalimi sona erdirerek yeni bir periyodun temellerini attılar. 2011 yılından bu yana stratejik sabırla sürdürdüğümüz Suriye siyasetimizde tüm taarruzlara, provokasyonlara ve engellemelere karşın hakkı, adaleti ve insanlığı savunduk. Haklının ivedisi yok dedik. Bugün tarihin gerçek tarafında durmanın haklı gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.
‘SURİYE’DE ÖYKÜMÜZ YENİ BAŞLIYOR’
“13 yıldır Suriye konusunda ağır mesai harcamış biri olarak bu sonucu görmek doğal ki hepimizi şad etmiştir” diyen Fidan, şunları söyledi:
“Suriye konusunda öykümüz yeni başlıyor diyebilirim. Suriye halkı bu evrede ülkenin yine imarı başta olmak üzere çeşitli sınamalarla karşı karşıya. Rejimin devrilmesinden sonra bir hafta içerisinde açtığımız büyükelçiliğimizle ve alanda etkin gayret gösteren kurullarımızla komşumuzun yine imar ve kalkınma eforlarına dayanak olmaya başladık.”
‘BÖYLE BİR TEHDİTLE YAŞAMA TALİHİMİZ YOK’
“Suriye idaresi Amerika’ya karşın YPG’ye operasyon yapabilir mi? Suriye idaresi yapmaz ise Türkiye bu hususta adım atar mı?” sorusuna Fidan, “Bunu defaatle söyledik. Bu türlü bir tehditle yaşama bahtımız yok. Ya oburu açacak ya da biz açacağız” yanıtını verdi.
‘İMRALI’DA DEVAM EDİYOR’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan ve DEM Parti heyetinin ziyareti sonra PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mesajlarıyla devam eden yeni süreçle ilgili görüşleri sorulan Fidan, “Şu anda kelamını ettiğiniz şahıs (Abdullah Öcalan) ile ilgili rastgele bir değişiklik yok. İmralı’da devam ediyor” karşılığını verdi.
Yeni süreç ile ilgili bir öteki soruya cevap veren Fidan, “Örgütün birçok ülkeyle ilgisi var, birçok istihbarat servisiyle operasyonel ilgisi var, birçok ülkenin askeri yapısıyla münasebetleri var. Bu kadar sızılmış, manipüle edilmiş bir örgütün kendi başkanlarından gelen bir talimatla ilgili ne derece güçlü refleksi olabilir, o diğer bir sorun alanı” diye konuştu.
’11 YIL SONRA BİREBİR SENARYOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ’
“Biz mevzuyu geçmişte de deneyim ettik” diyen Fidan, şunları tabir etti:
“Geçmişte de örgüt liderliği talimat verdi, ‘silahları bırakın ve çıkın’ diye, bu istikamette bir çıkış başladı. Daha sonra Suriye problemi mazeret edilerek bunu durdurdular. Artık yaklaşık 11 yıl sonra birebir senaryoyla karşı karşıyayız. Dinlerler mi? Kendi tercihleri.
Bizim devlet olarak bütün hesabımız, bu cinsten varsayımsal bahisler üzerinden değil, gerçekçi hesaplamalar üzerinden olmak durumunda. Biz tehdit tahlilini profesyonel bir halde yapıyoruz, bu tahlili yaptıktan sonra ne cinsten diplomatik araçlara muhtaçlık var, ne çeşitten askeri-istihbarat araçlarına muhtaçlık var, bunları tespit edip yolumuza devam ediyoruz. Bunu yaparken milletlerarası hukuka, insani hukuka azami riayet ediyoruz. Müttefiklik hukukumuza hiçbir halde halel getirmiyoruz. Hududumuzun öbür tarafındaki ülkelerin toprağında bir gözümüz yok. Maksadımız düşmanımız olan bir tehdidi ortadan kaldırmak.
Tehdit ya kendini bize düşman etmekten çıkartacak ve biz bunu doğrulayabileceğiz, ya da öteki bir boyuta evrilecek, ya da ortadan kaybolacak. Biz illa şiddet olsun diye şiddet uygulama taraftarı değiliz. Vakit zaman örgütün Kürtler ile aynileştirilmesi, bu tipten sözlerin Batı’da kullanılması da kabul edilebilir bir şey değil. Nasıl ki DEAŞ dendiği vakit Arap denmiyor, PKK-YPG’ye karşı çabayı de Kürtlere karşı çaba diye kullanmak hakikat bir terminoloji değil.”
(ANADOLU AJANSI)
