İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Adnan Oktar ve 14 sanık ile sanık avukatları katıldı.
Bazı sanıklar ise duruşmaya Ses ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Temele ait mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, 04 Kasım 2013 tarihinde Haydarpaşa Limanı’na gelen 21 adet konteynerın sanık Özkan Mamati’nin beyanına nazaran, Çin’den çıkışı basamağında tüm evrakların imha edildiği, yerine yeniden kendileri tarafından Çin’de kurulmuş olan TGL HKN Lojistik Firması tarafından geçersiz evraklar oluşturulduğu aktarıldı.
‘TESPİT YAPILAMADI’
Sanıklar Özkan Mamati, Uğur Şahin, Çağlar Keşkek, Ayşe Osma, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Fatma Ceyda Ertüzün, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, Yeliz Aksoy, İbrahim Tuncer, Sinem Hacer Tezyapar, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Murat Yeşiltuna, Tarkan Yavaş, Adnan Oktar ve Ulviye Didem Ürer’in fikir ve eylem birliği içinde resmi dokümanda sahtecilik ve kaçakçılık kanununa muhalefet aksiyonlarında bulunduklarından bahisle yapılan yargılamalarında uzman eksper tarafından hazırlanan rapora nazaran, yargılamaya husus beyannamedeki eserlerin fiziken yurda geldiği kırmızı çizgi kriterine nazaran süreç tesis edilerek hür deverana girdiği, eserlerde eksik-fazla çıktığına dair yahut evrakların uyumsuzluğuna dair bir tespitin yapılamadığı belirtildi.
MÜTALAADA 2 KABAHATİN TEFRİK EDİLMESİ İSTENDİ
Mütalaada, “kaçakçılık” ve “resmi evrakta sahtecilik” cürümlerinin yargılaması yapılan evraktan tefrik edilmesi talep edildi. Belgede mevcut doküman, tutanaklar ve aldırılan uzman raporu nazara alınarak kaçakçılık ve resmi evrakta sahteciliğe ait yargılama husus eşyaların özgür dolanıma girme öncesi kırmızı çizgi sürecinde usulsüzlük tespiti bulunmayışı, ithal edilen eserlerin muhatabı olan Çin’de faaliyet gösteren her iki firmanın Çin menşeili oluşunun vergi kaybına sebebiyet vermediği belirtilen mütalaada, sanıkların bu kabahatlerden farklı başka beraatlerine karar verilmesi istendi.
Mütalaada, “kaçakçılık” ve “resmi dokümanda sahtecilik” hatalarının yargılaması yapılan belgeden tefrik edilmesi istendi.
’70 YAŞINDAYIM TRAFİK CEZAM BİLE YOK’
Mütalaaya karşı savunmasını yapan Adnan Oktar, “Arkadaşlarımız bahisleri anlatıyorlar lakin karmaşık bir şey yok. Mehdiyet’in dışında İslam aleminin birleşmesi mümkün değil. Suriye’nin alınmasının sebebi de Mehdi içindir. Mehdinin orada olacağı içindir. Üç dinde mehdiyi bekliyor. Deizm ve ateizm patlama yaptı. Benim vaktinde bu türlü değildi. İman hakikatlerini anlatmak bir yetenektir. 90’ın üzerinde mehdinin çıkacağı şeyler oldu. İsa ve Mesih’te vazife başında, Mehdi’de vazife başında. Benim bu türlü bir savım yok. Ben Mehdi değilim lakin müjdeleyeceğim. Kaçakçılık diye bir şey yok. Prestij düşürmek için yapılmış. Alenen bir kumpas var. Bende Mehdi talebesiyim. Ben 70 yaşındayım trafik cezam bile yok. Birden teğe 30 tane kabahati işleten insan haline geldim. Palavra, aslı astarı yok. Bizim devletimiz başına nazaran hareket eden bir devlet değildir. Derinliği vardır. Devlet bizim gençlerimizin yiğitliklerini, yüreklerini denemek istiyor ve gençlerimiz kendilerini kanıtladı. Devlet ne yaparsa hayır ile yapar” dedi.
3 HATADAN BERAAT ETTİ
Kararını açıklayan mahkeme, Adnan Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer, Özkan Deniz, Fatma Ceyda Ertüzün, Murat Yeşil Tuna ve Yeliz Aksoy’un “resmi evrakta sahtecilik”, “resmi belgeyi bozmak ve yok etmek”, “kaçakçılık” kabahatlerinden farklı başka beraatine hükmetti.
Sanık Ayşe Osma’nın “görevi berbata kullanma” cürmünden beraatına karar veren heyet, sanık Çağlar Keşkek’i “kaçakçılık”, “resmi dokümanda sahteciliğe yardım” kabahatinden, Uğur Şahin’in ise “kaçakçılık” cürmünden beraatına karar verdi.
Heyet, Kaçakçılıkla Gayret Kanunu’nun 17. hususunun 2. fıkrası mucibince kaçakçılık cürmüyle birlikte işlenen sahtecilik hatası dışında, kaçakçılık kabahatinden açılan davaların diğer cürümlerden açılan davalarla birlikte görülemeyeceğini dikkate alarak sanıklar hakkında açılan “nitelikli dolandırıcılık” ve “kara para aklama” cürümlerinin bu evraktan ayrılmasına karar verdi.
Adnan Oktar hata örgütü davası
Adnan Oktar silahlı hata örgütüne yönelik 72’si tutuklu 215 sanıklı dava, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince 16 Kasım 2022’de karara bağlanmıştı. Mahkeme heyeti, örgüt elebaşı olduğu bedellendirilen sanık Adnan Oktar’ı “örgüt yöneticiliği”, “cinsel istismar”, “eğitim hakkının engellenmesi”, “eziyet”, “kişiyi hürriyetinden mahrum kılmak” ve “kişisel bilgilerin kaydedilmesi” kabahatlerinden toplam 891 yıl mahpusla ceza almıştı. Heyet, Oktar’ı yönetici pozisyonunda bulunduğu için başka sanıkların kabahatlerinden da sorumlu tutarak, öteki sanıkların cezalarıyla toplamda 8 bin 658 yıl mahpusa mahkum etmişti.
(İHA)
