Ulusal Savunma Bakanlığı (MSB), Kara Harp Okulu mezuniyet merasimi sonrasında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attığı ve kılıçlı yemin ettikleri gerekçesiyle ihraç edilen 5 teğmenin yargı süreci devam ederken, bir teğmenin de “TOGG” ile ilgili eleştirel paylaşım yaptığı gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildiği ortaya çıktı. Konya 3. Yönetim Mahkemesi, teğmenle ilgili ihraç kararını iptal etti.
Kara Havacılık Okul Komutanlığı’nda misyon yapan bir kursiyer subayın, devre arkadaşlarının bulunduğu WhatsApp kümesinde, 5 Ağustos 2023’te, Türkiye’nin birinci yerli arabası olarak piyasaya sürülen TOGG ile ilgili, “…sadece hükümet binebiliyor…” notunu içeren bir görseli paylaştığı için hakkında soruşturma başlatıldı. Kursiyer subayın tıpkı kümede yaptığı bir öteki paylaşımı da soruşturma konusu oldu.
Soruşturma sonucu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Konseyi’nin, 11 Haziran 2024 tarihli kararıyla, teğmene, “hizmete mahzur davranışlarda bulunmak” hareketinin sübut bulunduğu gerekçesiyle “Silahlı Kuvvetlerden ayırma” cezası verildi. YDK’nın münasebetinde, “WhatsApp paylaşımlarının, siyasi içerik ve görüş taşıdığı, vatandaş bağları ile iç ve dış siyasette tenkit boyutunu aşarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin prestijine ziyan verecek derecede olduğu, dolayısı ile hizmete pürüz davranışlarda bulunmak aksiyonunun sübut bulduğu” belirtildi.
YÖNETİM MAHKEMESİ OYBİRLİĞİYLE KARAR VERDİ
Teğmen, YDK kararının iptal istemiyle dava açtı. Davaya bakan Konya 3. İdare Mahkemesi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun ihraç kararını oy birliğiyle 16 Ocak 2025’te iptal etti.
İdare Mahkemesinin münasebetinde, ceza yaptırımına bağlanan her hareketin tarifinin yapılması ve yasanın ne çeşit aksiyonları kabahat sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirtilmesi gerektiği vurgulandı.
Sözü edilen hata tanımlaması yapıldıktan sonra, kabahatin karşılığı olan cezanın ve hata sayılan hareketi gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin de açık bir formda ortaya konulmasının zarurî olduğu söz edilen münasebette, disiplin cezasına bahis aksiyonlar ile yaptırımlar ortasında adil bir istikrarın gözetilmesinin de hukuk devleti prensibinin bir gereği olduğuna işaret edildi.
‘SUÇ VE CEZA ORTASINDAKİ HASSAS İSTİKRAR GÖZETİLMELİ’
Gerekçede, “İdareler, kamu vazifelileri hakkında disiplin cezasını tayin ve takdir ederken, kabahat ve ceza ortasındaki hassas dengeyi gözetmesi gerekmektedir. Disiplin cezası vermeye yetkili olan organlar, mevzuata bağlı kalmakla birlikte, kozmik hukuk normlarından olan ölçülülüğün alt unsurları olan elverişlilik, gereklilik ve orantılılık ögelerini da göz önünde bulundurmalıdır” tespitleri yapıldı.
İdare Mahkemesinin münasebetinde, belgedeki bilgi ve dokümanlar ile soruşturma raporu ve eklerinin incelenmesinden, disiplin cezasına husus paylaşımların davacı tarafından yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, davacının savunma beyanlarında kelam konusu paylaşımların kendisi tarafından yapıldığını kabul ettiği, lakin siyasi bir maksadının bulunmadığını ileri sürdüğü aktarıldı.
‘İHRAÇ KARARINDA SOMUT BİLGİ VE EVRAK YOK’
Gerekçede, şunlar kaydedildi: “Bu durumda, her ne kadar dava konusu süreçler tesis edilmiş ise de davalı yönetim tarafından, askerlik mesleğinin ciddiyeti ile bağdaşmadığı açık olan kelam konusu paylaşımların, siyasi bir emelle yapıldığını destekleyen somut bilgi ve dokümanların ortaya konulamadığı, kelam konusu paylaşımların devamında davacı tarafından siyasi içerikli rastgele bir yorum ve söze yer verilmediği, anılan fiille uygulanan ceza ortasında ölçülülük bulunmadığı ve bu haliyle de disiplin hukukundaki ‘ölçülülük’ unsuruna alışılmamış davranıldığı anlaşıldığından, dava konusu süreçlerin hukuka ters olduğu sonucuna varılmıştır.”
(ANKA HABER AJANSI)
