Duruşmada gözaltına alınan avukat Bedirhan Sarsılmaz’a dava açıldı: Avukatlık mesleği yargı tacizi altında
İSTANBUL – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 25 Ekim 2024’te yürüttüğü soruşturma kapsamında ortalarında avukat Bedirhan Sarsılmaz’ın da olduğu 38 kişi gözaltına alındı. Bedirhan Sarsılmaz, o gün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen DİAYDER davasında avukat olarak yer alıyordu. Sarsılmaz, DİAYDER davasının görüldüğü sırada duruşmada salonunda gözaltına alındı. Savcılık, avukat Sarsılmaz ile birlikte gözaltına alınan 25 kişi hakkında tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hakimlik 19 kişi hakkında tutuklanma kararı verdi.
‘BU DURUMU BİRİNCİ SEFER YAŞAMIYORUZ’
İstanbul Barosu, Sarsılmaz’ın duruşma sırasında gözaltına alınması ve tutuklanmasına, “savunmaya müdahale” ve “savunmaya açık saldırı” diyerek reaksiyon gösterdi.
Avukatlar Emrah Baran ve Nagehan Avçil, 25 Ekim’den beri tutuklu olan Sarsılmaz’ın avukatlığını yapıyor. Gözaltı sürecini anlatan Avukat Baran, şunları söyledi: “Mahkeme heyeti hukuka karşıt bir biçimde polislerin duruşma salonuna girmesi ve meslektaşımızı gözaltına alarak kamu vazifesi olan avukatlık mesleğini yerine getirmesinin engellenmesine karşı sessiz kalmış ve duruşmaya apar topar orta vermişti. Bu durumu birinci kere yaşamıyoruz, 2016 yılında da ÖHD üyesi meslektaşımız Av. Hüseyin Boğatekin yine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmaya girmek üzereyken duruşma salonu önünde misal bir biçimde gözaltına alınmış ve sonrasında tutuklanmıştı. Tekrar avukat meslektaşlarımızın mesleklerini ifa ettiği adliyelerde gözaltına alındığına her geçen gün şahitlik ediyoruz.”
‘1000 AVUKAT TAHLİYE DİLEKÇESİ SUNDU’
“Bazı baro, hukuk kurumları ile memleketler arası avukat örgütleri tarafından meslektaşımız Bedirhan şahsında avukatlık mesleğine yönelik gerçekleştirilen akına ait reaksiyon açıklamaları yapıldı” diyen avukat Baran, sözlerine şöyle devam etti: “Yine ortalarında 9 baro liderinin da bulunduğu farklı barolara kayıtlı 1000’in üzerinde avukat meslektaşımızın imzasıyla soruşturma evrakına tahliye dilekçesi sunuldu. Natürel ki bu açıklama ve uğraşlar çok değerliydi fakat bir avukatın mesleksel faaliyetleri nedeniyle duruşma salonunda gözaltına alınması ve tutuklanmasına karşı tüm baroların daha örgütlü bir reaksiyon göstermesi gerekirdi. Genel olarak da avukatlık mesleğine yönelen sistematik taarruzlar karşısında başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere tüm baro ve hukuk kurumlarının günlük reaksiyonları aşacak formda stratejik siyasetler ortaya koyarak daha faal bir uğraş yürütmesi gerekiyor.”
‘AVUKATLIK PRATİĞİ KABAHAT SAYILDI’
Bedirhan Sarsılmaz’ın tutuklanmasının akabinde hazırlanan iddianame, İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı. Davaya ait konuşan avukat Avçil ise şunları söyledi:
“Meslektaşımız hakkında savcılıkça düzenlenen iddianame, İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Kısıtlama kararı bulunması belgede bulunan dokümanları inceleme imkanımız olmadı. Fakat mahkemece iddianamenin kabulü istikametinde karar verilmesi ile evrakta bulunan evrakları inceleme imkanımız olacak. Lakin soruşturma etabında meslektaşımıza yöneltilen isnatlara baktığımızda meslektaşımızın temel olarak avukatlığını üstlendiği müvekkil yakınları ve avukat meslektaşı ile gerçekleştirdiği mesleksel faaliyetleri kapsamındaki telefon görüşmelerinin suçlama konusu haline getirildiğini görüyoruz.
Bunun yanında meslektaşımızın üniversite öğrencilerinin barınma meselesine dikkat çekmek hedefiyle parklarda gerçekleştirdiği sabahlama aktifliğine yaptığı dayanışma ziyareti suçlama konusu haline getirilmişti. Yeniden meslektaşımızın kolluk vazifelilerinin Kürtçe halay çekildiği gerekçesiyle Adana’da bir düğün aktifliğine müdahale ederek yurttaşları gözaltına alması ile Fransa’da yapılan ırkçı taarruz sonucu öldürülen sanatçı Mir Perwer’in gerçekleştirilecek anma merasimin idari makamlarca yasaklamasının hukuksuz olduğuna dair paylaşımları hata isnadı olarak meslektaşımıza yöneltildi. Suçlamalara baktığımızda aslında hukuksuzluklara karşı adliyelere sığmayan adaletsizliğin olduğu tüm alanlara taşan avukatlık pratiğinin meslektaşımız Bedirhan Sarsılmaz şahsında gaye alındığını görüyoruz.”
‘AVUKATLIK MESLEĞİ YARGI TACİZİ ALTINDA’
Yüzlerce avukatın cezalandırma tehdidi altında olduğunu belirten Avçil, “Mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklu olan meslektaşımız hakkında İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tensip ile birlikte yapılacak tutukluluk değerlendirmesinde tahliye edilmesi için talepte bulunduk. Meslektaşımızın tutukluluk halinin bir an evvel sonlandırılarak tahliye edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Avukatların sistematik bir formda mesleksel faaliyetleri nedeniyle açılan soruşturmalar kapsamında gözaltına alındıklarını ve tutuklandıklarını dahası yüzlerce meslektaşımızın haklarında açılan davalarla cezalandırma tehdidi altında. Avukatlık mesleği her geçen gün kriminalize edilerek, avukatların mesleklerini yargı tacizi altında yapmaya çalıştıklarını görüyoruz. İktidarın muhalifler üzerindeki baskısı, muhaliflerin savunmanlığını yapan avukatlara da yöneliyor. Avukatlar üzerindeki yargı tehdidini aşmanın en kıymetli metodu elbet baroların ve hukuk kurumlarının örgütlü gayreti olacaktır. Meslektaşımız Bedirhan’ın yargılandığı evrakının tüm baro ve hukuk örgütleri tarafından takibi de bu çabanın sahiplenmesi ismine epey değer arz ediyor” sözlerini kullandı.
