Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başşehri Kinşasa’da 23 Mart Hareketi (M23) isimli isyancı kümeye ve Ruanda’ya karşı geniş iştirakli protestolar gerçekleştirildi. Kinşasa’nın çeşitli noktalarında toplanan göstericiler, M23’ün Goma kentini kuşatmasını ve isyancılara dayanak verdiği argüman edilen Ruanda’yı kınadı.
AA’nın aktardığına nazaran, “M23’e hayır, Ruanda’nın müdahalesine son” ve “Egemenliğimize saygı” üzere sloganları atan protestocular, hükümete ulusal güvenliği sağlama ve ülkenin toprak bütünlüğünü muhafaza davetinde bulundu. Göstericiler, Kinşasa’da bulunan Fransa Büyükelçiliği’nin kimi kısımlarını da ateşe verdi. Reuters haber ajansına konuşan Avrupalı bir diplomat, hareketçilerin, M23’e dayanak verdiğini argüman ettikleri ülkelerin büyükelçiliklerini gaye aldığını belirtti. Habere nazaran, aksiyoncular, Fransa’nın yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ruanda, Uganda ve Kenya’nın büyükelçiliklerini gaye aldı.
FRANSA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot da Kinşasa’daki olaylara ait olarak toplumsal medya platformu X (eski ismiyle Twitter) hesabından yaptığı paylaşımda, başkentteki Fransa Büyükelçiliği’nin hücuma uğradığını ve büyükelçilikte yangın çıktığını söyledi. Barrot, alevlerin denetim altına alındığını belirtti. Bir hareketçi ise Reuters’a yaptığı açıklamada, “Tüm bunlar Ruanda’nın yüzünden. Ruanda’nın yaptığı, Fransa, Belçika, ABD ve öbürleri ile cürüm paydaşlığı. Kongo halkı yorgun. Kaç kez ölmemiz gerekiyor?” diye sordu.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti güvenlik güçleri, protestolar sırasında güvenliği sağlamak için ağır tedbirler alırken, başşehrin birçok noktasında şovlar devam ediyor.
DSÖ: HASTANELER VE SIHHAT ÇALIŞANLARI TEHDİT ALTINDA
Dünya Sıhhat Örgütü’nün (DSÖ) Demokratik Kongo Cumhuriyeti Acil Durum Müdahale Koordinatörü Adelheid Marschang, İsviçre’deki Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nin haftalık basın toplantısına çevrimiçi katılarak değerlendirmelerde bulundu. Marschang, isyancı kümeler ile güvenlik güçleri ortasında devam eden şiddetli çatışmalar nedeniyle hastaneler ve sıhhat çalışanlarının tehlike altında olduğunu bildirdi.
DSÖ’nün Kuzey ve Güney Kivu eyaletlerindeki Goma ve Bukavu kentlerinde merkezi bulunduğunu belirten Marschang, DSÖ’nün burada hastanelerin tedavi kapasitelerini genişletmeleri ve artan yaralı sayısıyla başa çıkmaları için çadır takviyesi sağladığını söyledi.
Marschang, şu anda hastanelerde yaralı yüzlerce kişinin olduğunu belirterek, “KDC’deki hastanelerin yeni yaralananlarla başa çıkma kapasiteleri zorlanıyor. DSÖ, ülke yetkilileri ve ortaklarla tahliller belirlemek ve bununla başa çıkmak için mahallî kapasiteleri artırmak için çalışıyor. Ne yazık ki hastaneler ve sıhhat çalışanları tehlike altında. Sıhhat çalışanlarına ateş açıldığı ve bebekler dahil hastaların çapraz ateşe tutulduğuna dair raporlar duyuyoruz” dedi. Artan güvenlik riski nedeniyle bölgede sıhhat hizmeti almanın zorlaştığının altını çizen Marschang, sıhhat hizmetlerinin her vakit korunması davetinde bulundu.
Ne olmuştu?
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusunda, M23 ile güvenlik güçleri ortasında devam eden şiddetli çatışmalar nedeniyle yıl başından bu yana 400 binden fazla kişi yerinden edildi. Bölgedeki birçok köy ve kasabanın denetimini ele geçiren M23 isimli küme, son olarak Kuzey-Kivu eyaletinin başşehri Goma’yı kuşatmış ve yaklaşık 1 milyon nüfuslu kentin elektrik ve su sistemi kullanılamaz hale getirmişti. Birleşmiş Milletler ve Kongo, Ruanda’yı M23’e dayanak vermekle suçlarken, Ruanda ise argümanları reddediyor.
M23’ün hücumları, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda ortasında diplomatik gerginliğe yol açtı. KDC, 26 Ocak’ta Ruanda’daki tüm diplomatlarını geri çağırmış ve iki ülke ortasındaki bağları büsbütün kesmişti. Başka ismi “Kongo İhtilal Ordusu” olan ve 23 Mart 2009’da yapılan barış mutabakatının bozulmasıyla doğan M23, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame’nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşuyor.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)
