ABB Başkanı Mansur Yavaş, OSTİM Endüstrici ve İş İnsanları Derneği’nin (OSİAD) 34. Seçimli Olağan Genel Konsey Toplantısı’na katıldı.
Toplantıda endüstrici ve iş beşerlerine seslenen Yavaş, “Biraz evvel bu son günlerdeki hukukla ilgili şikâyetlerden bahsetmiştim. Niçin bu türlü şikayet edildiğini ve yanılgının nerede olduğunu birebir vakitte bir hukukçu bir yönetici olarak anlatmak istiyorum. Artık parlamenter sistem kesinlikle olmalı. Parlamenter sistem olmadığı vakit ne olduğunu gördük. Dün elime gelen ankette, yüzde 67 oranında ‘yeniden parlamenter sisteme dönülsün’ deniyor. Zira bir insanın gücü, kudreti hiçbir şeye yetmez. Tek başına yönetim etmeyi, bütün bilgilerin kendisine toplanması adeta kompüter olsa patlar. Bilgisayar olsa dayanamaz” dedi.
‘HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE KULAK VERMEMİZ LAZIM’
“Bunu ben Ankara Büyükşehir’de bile görüyorum” diyen Yavaş, şu tabirleri kullandı:
“Birçok işimiz aksıyor. İşçi yapsın diye kendisine bırakırsa kusur yaparsa o kusur size mal oluyor… Bunun devası, bütün dünyada gelişmiş ülkelerde olması gereken bir şey var. Hükümetler şeffaf olacak. Bütün yöneticiler şeffaf olacak. İştirakçi olacak. Hesap verebilir olacak. Yani yaptığı her işi siz bir kere bunların bütçelerinde programlarını görebileceksiniz ve hesap da sorabileceksiniz. Bunun sistemini bütün Avrupa bulmuş. Geçenlerde biliyorsunuz kendi yönettiği bakanlığın bir şeyini kullanmış yani fotokopisini diyelim yahut bilgisayarını kullanmış çocuğu istifa etmek durumunda kaldı. Bakanlığın otomobiliyle yemeğe gittiği ortaya çıktı bir bakanın istifa etmek zorunda kaldı. Artık bize ne kadar garip geliyor değil mi? Lakin oralara baktığınız vakit oraların ulusal gelirini görüyorsunuz. Bizden çok daha üstün. Artık ben hem yeniden duyurmuş olayım. Mozambik’ten bize bir kardeş belediye için geldiklerinde 5 bin konutluk bir projeleri olduğunu söylediler. Ayrıyeten AVM yapmak istediklerini ve bir de madenlerinin olduğunu söyleyerek bizden bir heyet istediler. Birden teğe aklıma şu geldi. Afrika’nın birçok yerinde ticaret yapan sanayicilerimiz yahut ihracat yapan sanayicilerimiz var. Artık Mozambik’e birisini götürdüğümüz vakit birinci aklınıza gelen şey sanki paramı alabilecek miyim? Sanki düşünce yaşar mıyım diye düşünüyorsunuz değil mi? Niçin? Zira oralardaki demokrasinin hukuk sisteminin ne olduğu ne kadar geliştiğini bilmiyoruz yahut buna misal birçok yerde yaşanan meseleleri da görüyoruz değil mi? Pekala birebir konut projesi Avrupa’nın rastgele bir ülkesinde olsa en ufak bir tasanız olur mu? İşte hukukla demokrasiyle devlet idaresi ortasındaki fark budur. Fazlaca bizim hukukun üstünlüğüne bir kere kulak vermemiz lazım. Bunu sağlamamız lazım.”
‘GÜZEL GÜNLERE DAİMA BİRLİKTE ULAŞACAĞIZ’
Yavaş, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan hakkında soruşturma başlatılmasına da reaksiyon göstererek, şöyle devam etti:
“Bankaların hukuk prensipleri var. Biz de benimsedik devlet olarak bunu. Diyor ki hâkim tarafsız olacak, bağımsız olacak. Ancak diyor bu tarafsız ve bağımsızlığını hareketleriyle de hissettirecek insanlara. Yani hiçbir Allah’ın kulu ben yarın yargıya düşersem işin içerisine siyaset yahut diğer bir şeye girer, hâkimi tesirler de sanki ben buradan hakkımı alamaz mıyım diye kaygı etmemeli diyorum. Bu kuralları biz kabul ettik. Artık buradaki sorun nereden kaynaklanıyor? Süleyman Başkan’ın basına bir demeç vermiş. Şu öncelikle şunu söyleyeyim. Hiç kimse yargılanmaz değil. Bunu bağıra bağıra söylüyoruz. Bizler de dâhil hiç kimse yargılanmaz değiliz. Yargılanmak isteriz. Çıksın ortaya aklanalım, varsa bir kabahatimiz. Hiçbir şeyden korkmuyoruz, hesabımızı veriyoruz. Onun için TÜSİAD da yargılanmaz değil, eleştirilmez değil fakat TÜSİAD bir açıklamayı yapıyor. Yarım saat sonra Savcılık sürece başlıyor, bu da yandaş medyadan duyuruluyorsa bunun herkes için manası şudur; ‘Konuşmayın arkadaşlar, hiç kimse konuşmasın.’ Pekala, hiç kimse konuşmazsa biz doğruyu nerede bulacağız? Nereden bileceğiz hiç kimse konuşmazsa? Onlar konuşacak. Siz daha ağır karşılık verebilirsiniz. Fakat bu türlü yargıyla insanları susturmak son günlerdeki yaratılan iklim nitekim artık Türkiye hiçbir biçimde yatırım yapılamaz telaşını getiriyor. Niçin gidelim oluyor? Neden? Zira orada şöyle oluyor. Anlamakla zahmet çekiyorlar. Haklılar zira biz onlarla birlikte Avrupa İnsan Halkları Mukavelesi’ni imzalamışız. Bir arada çalışalım demişiz. Yani anlatmak istediğim budur. Bu türlü olursa ben OSTİM’in iş adamlarının işlerinde çok daha düzgün gideceğine inanıyorum. Ve inşallah bu parlamenter sisteme benim dileğim odur. Dönüldüğü takdirde tekrar benim her şeyim biraz daha uygun olacağını öncelikle yargı bağımsızlığını sağlamak suretiyle inşallah hoş günlere daima birlikte ulaşacağız.”
(HABER MERKEZİ)
