İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstanbul Barosu idaresine yine seçim talebiyle açtığı davaya yansılar gelmeye devam ediyor.
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komitesi’nden yapılan açıklamada, “Yerel idarelere yönelik kayyım atamalarıyla başlayan bu siyaset, artık de barolar üzere anayasal kuruluşlara yönelik müdahalelerle derinleştirilmektedir” denildi.
‘HUKUKİ TEMELDEN YOKSUNDUR’
Açıklamada, “İstanbul Barosu’nun tabir özgürlüğü, hapishanelerdeki tecrit uygulamaları, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalar, bayan ve çocuklara yönelik şiddet üzere toplumsal sıkıntılarda sergilediği net ve unsurlu duruş, bu müdahaleyi açıklayan en kıymetli münasebetlerden biridir. Daha önce Türk Tabipleri Birliği de halk sıhhatini savunan prensipli duruşu nedeniyle iktidarın maksadı haline gelmişti. AKP iktidarı, demokratik yollarla seçilmiş lokal idareleri kayyım atamalarıyla işlevsizleştirerek halkın iradesini yok saymıştır. Misal halde bugün de baroların demokratik işleyişine müdahale edilmeye çalışılmaktadır. Halbuki Anayasa’nın 135. unsuru ve Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. unsurları uyarınca, baroların misyondan alınması yahut idarelerinin değiştirilmesi sırf üyelerinin iradesiyle mümkündür. Savcılığın açtığı bu dava hukuksal temelden mahrumdur ve direkt siyasi baskıyla açılmıştır” tabirlerine yer verildi.
‘SAVUNMA MAKAMI SUSTURULAMAZ’
Açıklamanın devamı şöyle:
“Bu teşebbüsler, tüm baroları ve meslek örgütlerini gaye almaktadır. Barolar üzere anayasal kuruluşların susturulması, savunma makamının etkisizleştirilmesi ve halkın adalet arayışının engellenmesi manasına gelmektedir. Demokratik işleyişi gaye alan bu cins müdahaleler, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını ortadan kaldıran tehlikeli bir sürecin modülüdür. Kayyım siyasetiyle halkın iradesine el koyan anlayış, artık de meslek örgütlerinin bağımsızlığını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Söz özgürlüğünü, hukukun üstünlüğünü, savunma hakkını ve demokratik bedelleri savunan İstanbul Barosunun ve meslek örgütlerinin yanındayız ve bu çeşit teşebbüslere karşı çaba etmeye devam edeceğiz. Savunma makamı susturulamaz, demokratik irade yok edilemez! Tüm toplumu bu çeşit baskılara karşı meslek örgütlerinin özerkliğini ve demokrasiyi savunmaya çağırıyoruz.”
(ANKA HABER AJANSI)
