TRABZON – Kış mevsimin tesirini göstermesiyle tüm Türkiye’de olduğu üzere Trabzon’da da hastaneler bilhassa son 1 aylık devirde doldu taştı. Öksürme, boğaz ağrısı, halsizlik üzere üst teneffüs hadiseleriyle hastanelerin yolunu tutanlar, acil servis başta olmak üzere hastanelerde ve aile hekimliklerinde yoğunluk oluşturdu.
Her yıl kış aylarında tesirini gösteren mevsimsel grip, yüksek ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, boğaz ağrısı, burun akıntısı yahut burun tıkanıklığı, önemli halsizlik, yorgunluk, titreme üzere semptomlarla kendini gösteriyor. Lakin son devirde bu grip hadiselerinin zatürreye çevirdiği hasta sayısında da artış gözlemlendi. Haftayı aşan müddette gribal enfeksiyon şikayetleri geçmeyen hastalar, vakitle göğüs ağrısı, şiddetli öksürük şikayetleriyle başvurdukları hastanelerde müşahede altına alınıyor.
‘ZATÜRRE HASTALARINDA ARTIŞ VAR’
Medikal Park Karadeniz Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, son devirde viral enfeksiyonların sıklığında genel bir artış olduğunu, bunun mevsimsel şartlardan kaynaklandığını söyledi. İnanılmaz bir durum yaşanmadığını kaydeden Özlü, aralık ve ocak aylarında tepe yapan viral enfeksiyonların mart ayından itibaren azalmaya başlayacağını lisana getirdi.
Solunum yoluyla bulaşan viral enfeksiyonların her sene tekrarlayan döngüsel bir durumla arttığını kaydeden Özlü, “Ama polikliniklerde, aile hekimliklerinde, hastanelerde bir yoğunluk olduğu gözlemleniyor. Servisler dolu, çocuk hastaların da erişkin hastaların da sayısı çok fazla” dedi.
Hastalarda geçen yıllara oranla ağır tabloyla gelenlerin sayısında artış olduğuna dikkat çeken Özlü, şikayetleri ağır olan hastaların gecikmeden hastaneye başvurmasını söyledi.
Özlü, “İlginç olan, ‘zatürre’ dediğimiz ağır tabloyla gelen hastalarımızın sayısında da artış var. Bilhassa 5 yaş altı çocuklarda, 65 yaş üstü popülasyonda ağır seyredebiliyor. Ancak genç hastalarda da şayet kronik hastalık varsa, akciğer hastalığı, kalp hastalığı, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı üzere ya da bağışıklığı baskılayan bir durum varsa o vakit yeniden ağır seyredebiliyor. O açıdan bu tıp şikayetler ortaya çıktığında risk kümesi şahısların gecikmeden tabibe başvurmalarında fayda var. Grip oldum, geçer dememek lazım” diye konuştu.
‘ŞİKAYETLER ARTMIŞSA ‘GEÇER’ DEMEMEK LAZIM’
Grip ve zatürre ayrımını hastaların kolay kolay yapamayacağını vurgulayan Özlü, bu tıp hastalıkların tümünde ateş, öksürük, halsizlik, kırgınlık, boğaz ağrısı, hapşırma, burun akıntısı, geniz akıntısı üzere semptomlar görülebileceğini belirtti.
Özlü, şu ihtarlarda bulundu: “Eğer ateş çok yüksekse, kas, kemik, sırt, göğüs ağrıları şiddetliyse, hastanın genel durumunu, uyku nizamını bozuyor ya da yemesini içmesini etkiliyor, şikayetler birkaç gün içerisinde geçmiyorsa; nefes darlığı eklenmişse, hırıltı, teneffüs sorunu, morarmalar varsa, yan ağrısı dediğimiz nefes alıp verirken batma formunda bir ağrı kelam konusu ise şuur bulanıklığı varsa, ishal üzere bulantı, kusma üzere şikayetler eklenmişse bu durumda beklememek lazım, ‘geçer’ dememek lazım. Kesinlikle bir tabibe başvurup zatürre açısından bir göğüs hastalıkları uzmanının kıymetlendirilmesine başvurulmalı.”
‘BİR ÇOK VİRÜS DOLAŞIMDA’
Hastanelere grip ve soğuk algınlığı şikayetleriyle gelen hastalarda bugünlerde en çok influenza, para influenza, rhinovirus, RSV, Covid-19’a sebep olan sars CoV2, öbür koronavirüsler ve insan metapneumovirus üzere virüsler görüldüğünü kaydeden Özlü, her virüse ilişkin olaylar görülebildiğini ancak klinik olarak bunları birbirinden ayırt etmenin çok mümkün olmadığını tabir etti.
Gribal hastalıkların toplumda yayılmaması için hastaların kendini yeterli hissedene kadar kalabalıklardan izole olması olduğunu söyleyen Özlü, “Hasta olan şahısların birkaç gün konutta istirahat edip topluma karışmaması, salgının bulaşmasını engelleyebilir. Lakin şayet illa topluma çıkması gerekiyorsa o vakit da bir maske kullanmasını öneririm. Sağlıklı şahısların maske kullanması gerekmiyor.”
‘HASTALAR MASKE KULLANMALI, SAĞLIKLI BEŞERLER UZAKLIĞA DİKKAT ETMELİ’
Özlü, hastalığa yakalanmayanların kendilerini muhafazası için de şu ikazlarda bulundu: “Sağlıklı şahısların kendini müdafaası için ateşi olan, öksüren, hapşıran ve bu cins şikayetleri olan bireylere pek yanaşmaması, arayı muhafazası gerekiyor. Sarılmamak, kucaklaşmamak, tokalaşmamak gerekiyor. Bilhassa kalabalık, kapalı, dar, âlâ havalandırılmayan yerlerde hasta bireylerin bulunma muhtemelliğine bağlı olarak virüs bulaşma riski çok yüksek. O bakımdan bu çeşit yerlerden mümkünse çok vakit geçirmemek lazım.
El hijyeni ve yüzey paklığı değerli. Zira virüsler ellerle yüzeyden bulaşabiliyor. Herkesin ortak kullandığı masalar, sandalyeler, kapı kolları, toplu taşımada temas edilen yüzeylerde virüsler olabiliyor. Elinizde dokunduğunuzda elinize geçiyor, oradan da gözünüze, ağzınıza, burnunuza ulaştırabiliyorsunuz. El hijyeni o açıdan kıymet arz ediyor. Mevsimsel olarak bu riskleri görmek lazım. Dikkatli olmak lazım.”
