İZMİR – Ege Üniversitesi (EÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Bahattin Tanyolaç, aralık ayında kendisini CİMER’e şikayet edenler hakkında “iftira atıldığı” gerekçesiyle cürüm duyurusunda bulundu ve kimi öğrencilerle veliler tabire çağırıldı.
Bu sefer de Tanyolaç hakkında “tehdit, hakaret, aşağılama ve düşmanca hareket” teziyle cürüm duyurusunda bulunulduğu ortaya çıktı. Kabahat duyurusunda bulunan ismin ise “taciz” savı ile okuldan uzaklaştırılan Prof. Dr. O.B. olduğu öğrenildi. Savcılığa verilen dilekçe, fakültede yaşananlara ait birtakım argümanları da beraberinde getirdi.
‘GRUPLAŞMA’ İDDİASI
Prof. Dr. O.B.’nin önceki vazife yeri olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’den (İYTE) Ege Üniversitesi’ne geldiği, yeni çalışma ortamında akademisyenler ortasında birtakım kamplaşma ve kümeleşmeler olduğunu gördüğü belirtilen hata duyurusunda, O.B.’nin bu duruma karşı çıkarak “Hiçbir kümede yer almak istemediğini” söylediği söz edildi.
Sonrasında ise O.B.’ye yönelik ayrımcı ve dışlayıcı uygulamaların başladığı sav edilen dilekçede, O.B.’nin Kimya Mühendisliği kısmından Biyomühendislik kısmına geçtiği, o periyot dekan yardımcısı olan Prof. Dr. Tanyolaç’ın O.B.’yi kısımda istemediği istikametinde açık muhalefet ettiği öne sürüldü.
‘DEKANA YAKIN SORUŞTURMACILAR GÖREVLENDİRİLDİ’
O.B.’nin, Biyomühendislik kısmında Prof. Dr. Bahattin Tanyolaç ve kendisi ile birlikte hareket eden kimi akademisyenlerin sistematik baskılarına maruz kaldığının argüman edildiği cürüm duyurusunda, “Okutmakta olduğu dersleri elinden alınıp uzmanlık alanı ile ilgisi olmayan bireylere verilmiş, hakkında sistematik olarak mesnetsiz suçlamalar üretilerek soruşturmalar başlatılmış, üniversitenizden adeta istifa edip uzaklaştırılmaya çalışılmıştır” denildi.
Son olarak ise O.B.’ye cinsel taciz suçlaması ile soruşturma açıldığına dikkat çekilen cürüm duyurusunda, soruşturma sürecinde yaşananlar şu tabirlerle anlatıldı: “Dekana yakın soruşturmacıların bilhassa seçilip görevlendirildiği, büsbütün taraflı olarak yürütülen, şahitlerin şahsen soruşturmacılar tarafından tesir ve baskı altına alınıp yönlendirildikleri, önlerine evvelce hazırlanmış yazılı söz metinlerinin konulup imzalatıldığı, imzalamak istemeyen şahitlerin (öğrencilerin) korkutularak tehdit edilip aleyhte tabir vermeye zorlandıkları adapsız ve hukuksuz bir soruşturma sonucunda hazırlanan bir soruşturma raporu ile kamu misyonundan ihracı istenmiştir.”
LABORATUVARDA AKADEMİSYENİN ÜSTÜNE YÜRÜNDÜĞÜ ÖNE SÜRÜLDÜ
Öğrencilerin CİMER şikayetlerinde O.B.’nin üzerine yüründüğü söz edildi. Kabahat duyurusunda, bu sözler de yer aldı. 29 Ağustos günü saat 10.20 sıralarında Dekan Tanyolaç’ın akademisyen D.A. ile laboratuvara geldiği ve B.M. isimli araştırma görevlisine hakaret ettiği konusunda O.B.’yi suçladığı söylendi. Olayın, şahit öğrencilerin ıslak imzasıyla tutanak altına alındığının da belirtildiği dilekçede, şu sözlere yer verildi:
“Dekana yakışmayacak bir üslupla O.B.’nin üzerine yürüyüp burnunun tabanına kadar sokularak öğrencilerinin gözü önünde hakaretler yağdırmış, O.B.’nin ‘hocam burası uygun değil, öğrencilerin olmadığı sakin bir yerde konuşalım’ formundaki sağduyulu davet ve yansısına karşın, O.B.’ye öğrencilerinin gözü önünde şuurlu bir aşağılama ve incitme kastıyla bağırıp çağırmaya devam etmiş, O.B.’nin kısımda vazifeli B. M. isimli bir araştırma görevlisine ‘hakaretler ettiği, 2. sınıf öğrencileri önünde kendisine bağırıp çağırdığı ve aşağıladığı’ biçiminde iftiralarda bulunarak O.B.’yi bu bahiste tüm öğrencilerinin önünde haksız yere azarlayıp suçlamıştır. Davet üzerine laboratuvara gelen B.M., Bahattin Tanyolaç ve D.A’nın sav ettiğinin tersine O.B.’nin kendisine bağırıp çağırmadığını ve hakaret etmediğini, ortalarında bu şekil bir diyalog yaşanmadığını, kendisine son derece nazik davranıp belirli bahislerde sorular sorup bilgi aldığını itiraf etmiştir.”
Aynı olayın devamında paklık krizi yaşandığı da söz edilen hata duyurusunda, laboratuvarda kimyasallarla paklık yapılmasının deney konusu ipek böceklerine ziyan verdiği tarafında telaffuzda bulunan O.B.’ye, “Bunların bu kimyasallardan öldüğüne dair ispat bilimsel yayın var mı?” ve “Sen bana bilimsel bahislerde bir şey söyleyecek seviyede değilsin” formunda sözlerin öğrenciler önünde kullanıldığı belirtildi.
SORUŞTURMACILAR DEKAN İÇİN ‘KINAMA’ CEZASI İSTEDİ
Suç duyurusu sonrası dekan Tanyolaç hakkında üniversite, 12 Eylül 2024 günü soruşturma açtı. Soruşturma raporunda Tanyolaç ve O.B. ile şahit öğrenciler ve akademisyenlerin tabirleri yer aldı. Soruşturmacılar, Tanyolaç’ın laboratuvar olayından ötürü “kınama” cezası ile cezalandırılmasını teklif etti. Raporun sonuç kısmında, “Prof. Dr. Bahattin Tanyolaç’ın isnat olunan cürmü işlediği kanaatine varıldığından ‘Görevin tam ve vaktinde yapılmasında, vazife mahallinde kurumlarca belirlenen yordam ve temellerin yerine getirilmesinde, kusurlu davranmak’ kararı uyarınca kınama cezası ile tecziye edilmesi istikametinde teklifimdir” denildi.
‘CİNSEL TACİZ’ SORUŞTURMASININ DETAYLARI
O.B. hakkındaki taciz soruşturmasının ayrıntıları da ortaya çıktı. Üniversitede Araştırma Vazifelisi olan G.Ö.’nün İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na Ocak 2024 tarihinde verdiği dilekçede, kabahat tarihinin 2022 yılı olduğu belirtildi. Dilekçede, tacize ait “Liyofilizatör aygıtı diğer bir laboratuvara taşınacaktı. Bu aygıtın atık su masraf borusu bir kovanın içerisine sarkıtılmış durumda idi. Taşıyacağımızdan ötürü hortumu kovadan çıkardık. Uzun vakittir temizlenmediğinden ötürü küflenmiş ve hortuma ziyan vermişti. Bu sebeple hortumun eskiyen kısmını kesmemiz gerekiyordu. O.B.’ye hortumu kesmesi için makas getirdim. Sonrasında eskimiş ve sünmüş, içerisinden yapışkan ağdamsı suyun akmakta olduğu hortumu tutup bana hakikat penis tutuyormuş üzere hareketler yaparak salladı. Daima gülüyordu. Sonrasında hortumu benim tutmamı istedi. Ben hortumu tuttuğumda eline makası aldı ve ‘Ben de sünnetçiler üzere oldum’ dedi” sözleri yer aldı.
Savcılık misyonsuzluk kararı vererek belgeyi üniversite rektörlüğüne iade etti. Üniversitenin yürüttüğü soruşturmada ise olay günü laboratuvarda bulunan öğrencilerden bir kısmı taciz savını reddetti. 5 öğrenci ise G.Ö. lehinde tanıklık yaptı. Soruşturma söz veren B.O., aygıtın temizlenmemesi nedeniyle sonlandığını, içinde biriken pisliği göstermek için hortumu salladığını söyledi. “Ben de sünnetçiler üzere oldum” üzere bir cümle kurmadığını ileri süren B.O., 3 ay mühletle okuldan uzaklaştırıldı.
