İSTANBUL – Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik başlatılan soruşturmada, 18 Şubat’ta 10 vilayette yapılan konut baskınlarında ortalarında gazeteci, sendikacı, sanatçı ve siyasetçilerin de olduğu 30 kişi ‘örgüt üyesi olmak’ argümanıyla tutuklandı.
Tutuklama kararlarında gazeteci, sendikacı, sanatçı ve siyasetçilerin HDK’nin kadın-genel meclisi üyesi, örgütlenme-eğitim komitesinde misyon yaptıkları söz edildi. 30 kişinin tutuklanmalarına gösterilen münasebetse “kaçma, saklanma, kanıtları yok etme” kuşkusuydu.
HDK, KANIT GÖSTERİLMEDEN ‘TERÖR ÖRGÜTÜ UZANTISI’ İLAN EDİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bileşenleri ortasında siyasi partiler, sendikalar, dernekler kurumsal yapılar bulunan HDK için aksi istikamette yargı kararı olmasına rağmen’“terör örgütü’ tabirini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki Terörle Gayret Daire Başkanlığı 15 Ekim 2011’de kurulan HDK’yi ‘terör örgütü’ olarak kabul edilen Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) devamı olduğunu tez ediyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da bu iddiayı öne sürerek İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Fırat Epözdemir ile CHP’li Kartal ve Ataşehir belediye lider yardımcılarının da ortalarında bulunduğu 10 kişi hakkında soruşturma başlattı. Epözdemir ve 10 kişi HDK ile kontaklı oldukları gerekçesiyle tutuklandı.
Yerine kayyım atanan tutuklu CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında hazırlanan iddianamede de HDK’den “terör örgütünün uzantısı” diye bahsedildi. İddianamede somut bir kanıt gösterilmeden ‘Kent Uzlaşısı’ olarak bilinen sistemle Özer’in Esenyurt Belediye Başkanlığı’na yerleştirildiği böylece terör örgütüyle uzlaşma sağlandığı öne sürüldü. Son olarak 30 kişi de kanıt sunulmadan “HDK, terör örgütünün uzantısı” denilerek tutuklandı.
10 AY EVVEL ‘HDK YASAL BİR OLUŞUM’ DİYE KARAR VERİLMİŞTİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tezlerinin tersine İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Aralık 2023 tarihinde HDK’nin yasa dışı örgüt olmadığı istikametinde karar vermişti. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi de HDK’nin yasal olduğu kararını onamış ve böylelikle karar katılaşmıştı.
Peki İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada kim, neden yargılandı?
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, Eğitim-Sen’de yıllarca misyon yapan ve emekli olduktan sonra Emek Partisi üyesi olan öğretmen E.Ç., hakkında ‘Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak’, ‘Terör Örgütü Propagandası Yapmak’ suçlamalarıyla 2022 yılında iddianame hazırladı.
İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savunma yapan E.Ç., sivil toplum örgütlerinin ortak çalışmalarının 2012 yılında HDK ismi altında birleşme sürecinin şahsen içinde olduğunu, emek komitesinde, bayan meclisinde ve yürütmede vazife aldığını anlattı.
SAVCI CEZA TALEP ETTİ, MAHKEME REDDETTİ
Mütalaasını açıklayan savcı, HDK’nin PKK’nin gaye ve stratejileri doğrultusunda faaliyet gösterdiğini argüman ederek E.Ç.’nin atılı hatalardan cezalandırılmasını talep etti.
Kararını veren mahkeme, E.Ç.’nin HDK içerisindeki faaliyetlerinin silahlı terör örgütüne üye olma kabahatine beden verecek bir aksiyon olmadığına dikkat çekti. Mahkeme ayrıyeten savcılığın tezinin bilakis, HDK’nin PKK’nin tesirli olamadığı batı bölgelerinde Öcalan’ın talimatı doğrultusunda kurulduğuna dair kesin olarak ispatlayacak yeterlilikte bir kanıt elde edilemediğini vurguladı.
Kararda, HDK’nın silahlı terör örgütü yahut silahlı terör örgütüyle temaslı olduğuna dair rastgele bir yargı kararı ve idari kararın olmadığı da söz edildi. İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi, HDK’nin terör örgütüyle temaslı olmadığını belirterek, E.Ç.’nin beraatine karar verdi.
‘YEREL MAHKEMENİN KARARINI İSTİNAF DA ONADI’
Savcılığın itirazı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 2. Ceza Dairesi de beraat kararının yerinde olduğuna, rastgele bir hukuka aykırılığın bulunmadığına hükmettti. İstinaf mahkemesinin bu kararına savcılık da itiraz etmedi. Böylelikle HDK’nin terör örgütünün bir uzantısı olmadığı kararı katılaşmış oldu.
Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 Nisan 2024 tarihinde mutlaklaşan yargı kararına karşın HDK’nin terör örgütünün uzantısı olduğunu tez ederek gazeteci, sendikacı, sanatçı ve siyasetçilerin tutuklanmasına sebep olan soruşturmaları yürüttü.
